Reklamlar

Hosting Firmaları

Çarşamba, Ekim 04, 2006

Seni Seviyordum

SENİ SEVİYORDUM



Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına
düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan
başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler...

Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara,
vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu
çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum
herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı
oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor,
köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların
üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller.

Ben seni seviyordum, bilmiyordun.

Sevinçlerim oluyordun arasıra, sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten
sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları...
Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların
bana inat, başın her şeye meydan okuyarak.
İşte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum.

Ve sen yine bilmiyordun.



İclal Aydın

"Sevmek Nedir Bilirmisin..."

"SEVMEK NEDİR BİLİRMİSİN?”

Çocuk kızın yüzüne baktı. Geçmişi hatırladı. Bir ay önce ayrılmışlardı. Hem de kız deli gibi severken. Bunu bilmiyordu. Anlayamamıştı kızın sevgisini belki de anlamak istememiştir! Ve hâlâ daha seviyordu kız. Ama düşman olmuşlardı. Yine aynı hikâye; gurur, arkadaşlar ve zıtlık. Bu üç eziyet sağ olsun ayrılmışlardı. İki yabancı. Birlikte ama yalnız iki yabancı...
Bu hatırlamadan sonra çocuk hararetli bir tartışma sonunda şu soruyu sordu;
“ – Sen sevmek nedir bilir misin?”
“ – Ne demek bilir miyim? Bu soruyu sormana inanamıyorum. Nasıl yaparsın, nasıl sorarsın! Vicdanın rahat mı? Uzun geceler boyunca uykusuzluk çektin mi? Peki ya sen sevdin mi? Hayır sanmıyorum. Buz tutmuş bir kalple sevemezsin. Kendini aldatırsın ancak. Ve aynı buz tutmuş yürekle bu soruları soruyorsun. Ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun bir fikrin var mı? Gitgide çamura saplanıyorsun. Bitip tükenmeyen gecelerde... Sevmek nedir bilirim!!! Evet bilirim! Uzun gecelerde gözüme bir damla uyku girmeden, yorganın altında, ondan gelecek tek bir mesaj için saatlerce beklerdim. Sevmiştim. Hâlâ seviyorum. Bi zamanlar buz tutmuş kalbinle sende sevmiştin. Ya da ben öyle sanmıştım. Hayır, hayır, sevmemiştin. Buz tutmuş bir kalple sevemezsin. Sen nesin? Kalbimi söküp atmaya ne hakkın var? Kalpsizim işte, sevemiyorum. Tek bir kişiye bağlanmıştım. Kalbimi çaldı, hayallerimi, uykularımı, gecelerimi, umutlarımı çaldı! Beni aldattı, kullandı. Duygularımla oynadı. Hem de bu benim arkadaşımdı. Çok iyi arkadaşım... Sonra ne mi yaptı! Kaçtı ve hatalarını başkalarının üstüne attı. Arkadaşları yüzünden beni bıraktı. Şimdi bana karşımda bu soruyu soruyor. Anlamadın mı sersem! Uykularımı, hayallerimi, gecelerimi ve KALBİMİ çalan sensin! Ne kadarda sersemsin. Sevgimi hiç anlamadın, anlamak istemedin! Eriyip gidiyorum. Neden fark etmedin. Neden bırakıp gittin? Neden???????? ”
Kız, içindeki tüm nefreti, daha doğrusu içindeki tüm sevgiyi haykırmıştı. Çocuk donup kalmıştı. Bu kadar ileriye gittiğini tahmin edemezdi. Aslında oda sevmişti ama ama ama... Amalar dolu bir dünyada... Onun ne suçu vardı? Arkadaşlarınındı bütün suç. O kıza onlar çektirmişti. Neden olmasın? Hâlâ seviyordu çocuk. Neden arkadaşları ve maziyi kenara atıp yeniden başlamıyorlardı?
“ – Beni affet” diye inledi. Kızın gözlerinden düşen tek bir inciyi bile sakınan çocuk kızın ağlamasına dayanamadı olduğu yere çöküp ağlamaya, inlemeye başladı. Kız dayanamadı çocuğun yüzünü kendine doğru çevirdi. “ – Seni seviyorum” diyerek yaşlardan ıslanmış dudaklarına masum bir öpücük kondurdu...


G.G - 20.04.2005

Şiir Vakti

Bir sabah,
Zamanı durdurdun sen...
Ayrılığı ekledin sonbahara
Mevsimin bütün bulutları,
Gözlerimde birikti de
Ben yağamadım bakışlarına...

Söyle!
Hangi güneş
Baharı getirecek şimdi bana?
Kadehimiz ayrılağa kalkmadı ki hiç
Ben nasıl içebilirim yokluğuna...

Belki,
Zamansızdı sevgim
En az gidişin kadar!
Elde değil bu.
Sen hiç eylülde sevip de
Vakitsiz hüzünlere beyaz bayrak salladın mı?
Bilemezsin sevdiğim...
Nasıl da koyuyor adama güzün geri kalanı...

Doğduğum gündeyim şimdi.
Yoksun...
Bir başıma içip,
Kağıda gidişini karaladım...
Hazanda sevmek akıl kârı değilmiş sevgili
Anladım...



Okan Savcı

Kalori

Ne kadar az kalori o kadar uzun ömür.



Daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için daha az kalori tüketmeli, daha az yemelisiniz.

Uzun ve sağlıklı bir yaşamın temel belirleyicilerinden biri, günlük tükettiğimiz toplam kalori miktarıdır.

Ne kadar çok kalori tüketirseniz, ömrünüz o kadar kısalır.

Özellikle yağ oranı azaltılmış, hayvansal protein yükü sınırlanmış düşük kalorili diyetlerin yaşam süresini uzattığı düşünülmektedir.

Bedeninize hangi yakıtlarla enerji sağladığınız çok önemlidir.

Doğru ve temiz yakıtlarla beden makinenizin uzun süreler düzenli çalışabileceğini bilmelisiniz.

Doğru ve dengeli beslenir, akılcı yakıtlar kullanır, gerekli bakımlar-gözden geçirmeler yapılırsa vücudunuz size 120 yıldan daha uzun bir süre rahatlıkla hizmet verebilir!

Sağlıklı beslenme, yeterli ve dengeli beslenmenin akılcı bir bileşimidir.

Tükettiğiniz besinler sizin günlük enerji kaynağınızdır.

Dengesiz bir diyet, bedeninizi ve buna bağlı olarak da hayatınızı kötü yönde etkiler.

Farklı çeşitteki besinleri yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek, sağlıklı kalmanızı sağlar.

Hiçbir yiyecek maddesi tek başına vücudun gereksinim duyduğu bütün maddeleri sağlayamaz.

Sebzeler, meyveler, tahıllar ve protein kaynağı olarak da balık, az yağlı kümes etleri ve yağsız etler, hem damak tadınızı tatmin eder, hem de kilonuzu sağlıklı bir çerçevede tutmanıza yardımcı olur.

Vücudunuzun çeşitli yiyeceklerde bulunan besinleri nasıl kullandığını bilmek, doğru beslenme alışkanlığının sağlığınızı nasıl etkilediğini anlamanıza yardım eder.

Vücudunuz, her gün düzgün bir şekilde çalışmak için karbonhidrat, protein ve yağlardan elde edilen belirli bir miktarda enerji kullanır.

Hem besinlerden alınan enerji hem de vücudun çalışmak için kullandığı enerji kalori olarak ölçülür.

Günlük kalori ihtiyacınızı belirlemek için, değişik hesaplama yöntemlerinden faydalanılabilir.

Prensip olarak ihtiyacınız kadar kalori tüketmeniz, aldığınız fazla kalorileri egzersiz aktiviteleri ile yakmanız zorunludur.

Besinler hakkındaki anlaşmazlık içinde olan bilgiler pek çok insan gibi sizin de kafanızı karıştırabilir.

Sizin için hangisinin iyi, hangisinin kötü olduğu her zaman pek kolay anlaşılamaz.

Problem kötü besinlerden çok; eksik ve yanlış beslenme modelleridir.

Sağlıklı beslenme için anahtar, besinleri gün ve hafta boyunca yeterli ve dengeli tüketmektir.

Bilimsel çalışmalar sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam ilişkisinin önceden düşünülenden daha önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Yaşamı tehdit eden en yaygın 6 hastalık -kalp hastalıkları, kanser, felç, diyabet, kronik karaciğer hastalıkları ve siroz, aterosklerozis- insanların tükettikleri besinlerden etkilenir.

Her ne kadar diğer faktörler -öncelikle genetik oluşum- hastalık riskinizi belirlese de sağlıklı bir diyet bir hastalık gerçekleşmeden genetik eğilimi önleyebilir veya azaltabilir.

ŞEKER ALIMI NASIL AZALTILIR?

Bazı basit kurallara dikkat ederek şeker kullanımınızı önemli ölçüde azaltabilirsiniz.

Yapacağınız tek şey neleri az veya çok yiyebileceğinizi bilmektir.

Unutmayın! Şeker tüketiminizi çoğalttıkça, sağlık hazinenizi azaltırsınız.

İlk tercihi doğru yapın: Doğal meyve suları, şekersiz gazlı içecekler, soda, taze ve şekeri az meyveler, şekersiz sıcak çikolata, jöle, puding, kraker gibi besinleri tercih edin.

Bunları az kullanın: Şekersiz peksimet ve bisküvi, gofret, şekersiz kek kullanın. Tatlandırılmış içecekler, limonata ve meyveli içecekler, kek, pasta, börekler, dondurma, şerbet, şekerle tatlandırılmış jöle, 30 gramında 5 gramdan fazla sukroz veya başka tür şeker içeren kahvaltılık tahıllar, şeker, çikolata, bal, reçel, marmelattan uzaklaşın.

Daha canlı olmak için beslenin

Hayat, enerjinin hareketidir. İlk kalp atışından son nefese kadar vücutlarımız sürekli olarak besinleri enerjiden ısıya, harekete, düşünceye, duygulara ve aktiviteye dönüştürür.

Doğayla uyumlu olarak beslenmek taze, organik öğelerin canlılığına yönelmek ile hayatın kaynakları olan güneş ve toprağa daha çok yakınlaşabilirsiniz.

Böylelikle sağlığınızı ve iyilik halinizi daha da artırabilirsiniz.


TAZE YİYİN

Çok fazla rafine edilmiş ve işlenmiş -işlemlerden geçirilerek doğal halinden uzaklaşmış yiyeceklerde yararlı birçok besin unsurları önemli ölçüde kaybolur.

Buna karşın taze olmayan besinlerde yağ, şeker ve ilave katkı maddelerinin miktarı da fazladır.

Özellikle meyve ve sebzelerin taze olarak kullanılması önemlidir.

Taze besinler vitamin, mineral ve flavonoidler gibi mikro besin unsurlarından daha zengindir.


UZAK DURUN

Tereyağı, margarinler, şekerlemeler, çikolata, tam yağlı peynirler, tam yağlı süt ve yoğurt, tam yağlı sütlerle yapılmış dondurma, tavuk kanadı ve derisi, yağlı kırmızı et, sucuk, salam ile diğer mandıra ürünleri, sakatatlar, her türlü kızartma ve tüm fast-food besinler uzak durmanızı önerdiğimiz başlıca ürünlerdir.

SIK SIK TÜKETİN

Tüm taze balıklarla deniz ürünleri, derisi alınmış tavuk ve hindi eti, yumurta beyazı, sebzeler, meyveler, taze sıkılmış meyve suları, baklagiller, doğal ve tam tahıllar, kurutulmuş meyveler, sebzeler, kepekli ekmek, bulgur, kuskus, kepekli makarna, kabuklu pirinç ve zeytinyağı bu tür besinlerdir.

İşte günlük kalori ihtiyacınız

1600 kal

2-6 yaş arası çocuklar , Kadınlar, Yaşlılar

2000 kal

Yetişkinler

2200 kal

Erkekler, Aktif kadınlar,Gençler

2800 kal

Ağır işte çalışan erkekler,Ergenlik dönemindeki erkekler

Kadınlar Hakkında Ne Dediler

Kadınlar için ne dediler.





Güzel kadın gözü, iyi kadın gönlü okşar. Her ikisine kavuşmak büyük şanstır. » NAPOLEON


Kadın her şeyi affeder fakat asla unutmaz. » CONFICIUS


Kadınlar sevmedikleri adama hiç acımazlar. » A.DUMAS FILS


Kadını güzel yapan Allah, sevimli yapan şeytandır. » VICTOR HUGO


Erkeklere sevgilerini sık söyleyen kadınlar en az seven kadınlardır. » SHAKESPEARE


Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın. » STUART MILL


Kadınlar kendilerini sevenler için değil, onlara hükmedenler için can verirler. » HALiDE EDiP ADIVAR


Krallar da kadınlar da kendileri için yapılan her şeyin bir borç ödemesi olduğuna inanırlar. » BALZAC


Seven bir kadın için sevdiği erkeğin yüzü, ona tıpkı denizin denizciye göründüğü gibi görünür. » HONORE DE BALZAC


Bir kadın, eğer bir erkek onun eline düşmeden önce kucağına düşebilseydi daha cazibeli olurdu. » AMBROSE BIERCE


Modası hiç geçmeyen birkaç şeyden biri de dişi bir kadındır. » RALSTON


Tanrı, kadınları ağzı laf yapan yakışıklı erkeklerden korusun. » HONORE DE BALZAC


Kadınların erdemi, erkeğin en büyük keşfidir. » CORNELIA OTIS SKINNER


Bir kadına güzel olduğunu söylemeyin; ona başka bir kadının onun gibi olamadığını söyleyin ve göreceksiniz ki bütün kapılar size açılacak. » JULES RENARD


Güzel bir kadın, görenleri kibarca çıldırtan bir resim gibidir. » RALPH WALDO EMERSON


Zeki bir kadın hazinedir. Güzel ve zeki bir kadın güçtür. » GEORGE MEREDITH


Bir kadnın yüzündeki ifade, üzerindeki giysiden çok daha önemlidir. » DALE CARNEGIE


Bir kadın için, şöyle bir bakılmak bile gözden kaçırılmaktan daha iyidir. » MAE WEST


Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacağı hiç bir şey yoktur. » HELEN LAWRENSON


Dünya kadınsız varolamaz. Gelecek bizim elimizde. » JOAN COLLINS


Kadınlar bütün dünyada ikinci sınıf yaratık olarak görürler, ama dünyayı bir arada tutanlarda onlardır. » PAM BROWN


Kadınlar insalara daha yumuşak davranır. Biz insanlara çocuk eldivenleriyle dokunuruz. » SHIRLEY CAESAR


Kadınlar başarılarını elde ettikleri zenginliklerle değil, çevrelerinde biriktirdikleri sevgiyle ölcerler. » LINDA MCFARLANE


Her zaman şuna inandım: Bir kadının başarısı başka bir kadının başarısını hazırlar. » GLORIA VANDERBILT


Kadınlar omuz omuza sıralandıklarında aradan kimse geçemez. » LINDA MCFARLANE


Kahraman erkekler nasıl da yakıp yıktılar. Kahraman kadınlar nasıl da hayata döndürdüler. » PAMELA DUGDALE


Kadın tam bir dairedir. İçinde yaratma, besleme ve dönüştürme güçleri vardır. » DIANE MARIECHILD

Ahtapot

14-15 yaşlarındaki bir kızda durup dururken hamilelik belirtileri başlamış: Karnı hafiften şişkinleşmiş, kusma nöbetleri geliyormuş, sabahları yataktan hasta gibi kalkıyormuş... Fakat kız annesine ısrarla böyle bi şeyin mümkün olamayacağını, çünkü hiç bir erkekle bu sonucu doğuracak kadar yakın temasta bulunmadığını iddia ediyormuş.
Fakat zaman geçtikçe hem karnı büyümeye devam etmiş, hem de diğer belirtilerde değişiklik olmamış. Annesi, “Bu yaşta... Allahım Allahım, kepazelik bu” dese de kız hala hamile olmadığını söylüyormuş. Sonunda anne küçük bi kasabada yaşıyor olmalarına rağmen çıkacak söylentileri göze alarak kızını hastaneye götürmüş. Ancak çekilen ultrasondan sonra kızın inkarlarında samimi olduğu anlaşılmış. Çünkü karnında son derece büyük boyutlara ulaşmış bir tümör tesbit edilince şişkinliğin ve diğer belirtilerin asıl sebebi ortaya çıkmış.

Vakit kaybetmeden, apar topar ameliyata alınmış tabii. Doktorlar rutin kabul edilen bu operasyon sırasında karnı açmışlar ve işte o an gördükleri manzara karşısında şok olmuşlar. Meğerse tümör sandıkları şey kocaman bir ahtapotmuş. Üstelik kıpır kıpırmış da hayvan, yani canlıymış.

Olayın aslı sonradan anlaşılmış. Kız üç-dört ay önce ailesiyle birlikte okyanus kenarındaki bir kasabada tatil yapmış. Ahtapot yumurtaları da mikroskobik boyutlarda olurmuş ve bunlardan doğal olarak okyanus sularında milyarlarca varmış. Kız muhtemelen yüzerken yuttuğu sularla beraber bu yumurtalardan da indirmiş mideye. İşte bunlardan biri de, milyonda bir görülecek biçimde de olsa, kızın vücudunun içinde yaşamayı, hatta büyüyüp gelişmeyi başarmış.

Bakteri Diyalogları

Bakteri Diyalogları

-ne var lan? ne istiyon gene...
-olm sus, sessiz konuş...çaktırmadan yukarı bak..
-ne var lan yukar...hasss...
-yaa. izliyolar olm, mikroskop bu..
-e napcaz..
-bölünüp ikiye ayrılalım, izimizi kaybettirmeye çalışalım.
-hadi bakalım...
-hobaaa..

-------------------------------------------

-alo nurettin,gel kocum bira mayaliyoruz hikmettinlerle
-vay bre kafirler, bekleyin..

-------------------------------------------

- hamza dayı, yengeyi nutrettin in klonuyla görmüşler...
- neaaa? parçalarım ulan çekirdeğini, nerde o?
- aha şu değil mi?
- yaw o bizim hanımın 4 nesil klonu. yetişkin bir bakteri o.
- sorun yok o zaman, hadin bölünüp okey oynayalım.
- ama bu sefer plazmalar senden.
- ayıpsın abi...

-------------------------------------------

- naber lan ibibik!
- saygılı ol... mitoz geçirerek seni ben ürettim!
- hadi len... asıl ben seni!
- ama ama ama...

-------------------------------------------

- hnkkkkhhh!!!
- abi noluyo?
- hnnnhhhhh!!
- iyi misin abi?
- ya kabız olmuşum da, mitoz geçiremiyorum

-------------------------------------------

geceyarısı:
-kız neriman, hişşt kııs, bölünsene fantezi yapalım, ha?

-------------------------------------------

-musteri bakteri: bardaki herkese benden bi içki
-geri kalanlar: Alllaaah bölünün...

-------------------------------------------

- ulan bölün dur, bi gün de hayatın anlamı nedir diye düşündünüz mü ?
- sus bi yav bölünmeye devam et

- Nusret abi az ilerde ağzına layık protein molekülü gördüm abi
+ Eywallah koçum dur hemen koful oluşturayım

- Kız Naciye koca bulun mu kız? Kikir de kikir
+ Ya bulsak nolcak yine mitoz bölüncez

- Kanka öyle bir hatun yaptım ki bir Endoplazmik Retukulüm ü var of diyorum sana
+ Mitokondrileri de büyük mü bari
- Ele geliyor abi işte bıngıl bıngıl
+ Nasıl yani ele geliyor? El de ne ki


-------------------------------------


-abi kavga var
-tamam koç, bölünüp geliyorum hemen

-nan olm kosun kosun ayse hanım teyzeler sut koymuşlar dışarı yiyelim
-yok nan geçen bizim ahmetlerin sulale gitti hepsi orda yoğurt oldular walla

Sercan abi,ablam telefona gelemez,şu an bölünüyo..
-hiii..niye söyledin,öldürcem seni!

-abi okeye dördüncü lazım
-nabiim,bölün..

-Ulan yine yanlış adamı yakaladınız
-buda mı klon çıktı komserim,of yaa bu kaçıncı..

-içinizdeki güce inanın atomcuklar!
-nasıl yani?
-sizdeki o çekirdeğin içinde öyle bir güç varki,açığa çıktımı dünyayı sarsar.Kendine güven..
-hadi len ordan..

-hmm..adın mandrake demek..ne yaparsın
-ikiye bölünebilirim
-hadi len ordan..

HMCK nın vücuduna giren bakteriler
1- abi biz bu vücuda girdik ama iyi mi yaptık bilmiyorum
2- keyfini çıkar olm hergün alkolümüz sigaramız geliyor patates kızartmamız geliyor daha ne??
1- onu diyorum abi işte pek sağlıklı bir yaşam değil pek ayık gezmiyoruz hergün alkol...

---Orhan ben buralardan sıkıldım artık! Dışarıda başka burunlar, başka mukozalar varmış!!
--- Peki hayatım! Şöyle önlere doğru gel. Ben bir hapşurtayım şunu.

--- Eyvaaah! Abi antikorlar geliyorrr!!!
---Sus oluum sus! Yere yat hemen.


tifosinin vücuduna giren bakteriler..
b1:abi bakteriyisde bu kadr zevksizlik olmaski...
b2:ne bilim olm uzaktan ii gözüküyodu...
b1:sen sanırım davulla yakından muhattap olmadın..
b2: ?
b1:davulun sesi diyorum uzaktan diorum hoş gelir diyorum...kapiş ??
b2: ok
b1:abi ben burdan kaçma planları yapıyorum ...olayın eğlencesi kalmadı sıfır aksiyon ...adamın antikorlar alyuwarlar hiçbişi çalışmıyo...acep öldümüki lan..


HİAnın Vucuda Giren Bakteriler

A: Lan burası Neresi Allah Belanı Versin İsmail Ne Biçim yere Getirdin Bizi

B: Abi Kusura Bakma Yanlız Abi Dışarıdan pek Bi Karızma Duruyodu Ne Bileyim Ben

A: Çık Allah Belanı Versin Çık

B: Abi Çıkamıyoruz

A: Nasıl çıkamıyoruz Lan??

B: Abi Tıkılı Kaldık Yapacak Bir Şey Yok

A: Yapacak bir Şey kaldı Eşşedüenlea...

cannibalism vücuduna giren bakteriler

-abi ii yer bulmuşsun bu sefer önceki 3 yerdensonra
-olm hiç sorma hele o hiamıdır nedir..ondan kurtulduğuma şükrediyorum...hmck gene iiidii...tifosi ıyyy hiç hatırlatma...
-abi bi sorn war bunun saçları biraz uzun kaybolmasak...
-ne kaybolması çök bi yere otur...soluklan biraz..
-tamam abi..

cannibalismin kulagına kaca 2 bakteri başta mutludur...

+ abii bura ne gusel biyermişş yav! =)
- vallaf gusel gibi evt lan ilk kes doru bisi dedin

ve cannibalism cd calarının kulaklıgını kulagına gecirir!
+ abi karanlık oluo burası korkuorum
- korkma gece oldu sanırımmmm hmm

bööööööööööööööööööööööööööögggggghkk (Cannibal Corpse - I Will Kill You )

bakterini biri küfür ederken şehit olur, digeri hala küfür etmektedir...

Aşkın Sen Hali

Aşkın ''SEN'' Hali...Bir çift ela gözün çimen yeşiline çalan kıvrımlarında gördüm ilk; Bir adamın bir kadını ancak bu kadar sevebileceğini... Gözlerine yansıyan bakışlarımda, bir adamın ancak bu kadar sevilebileceğini gördüğüm gibi... Kimse senin gözlerinle bakmamış bana, ben kimsenin gözlerinde yitip, o gözlerle seyre dalmamışım dünyayı; senden önce... Aşk; aşk olalı böyle bir hal, böyle bir duruş yakalamamış bir çift gözbebeğine cennet bahçelerinin gölgesi gibi inen, her biri yüreğimi tam da orta yerinden vuran kirpiklerde... Kokundan tanıdım seni... Yıllardır arayıp da bulamadığım o koku... Deniz kokusu kadar büyülü, yabani leylak kokusu kadar baştan çıkarıcı, bebek kokusu kadar saf, taze ekmek kokusu gibi sıcacık.Bir yandan da gibi'si olamayacak kadar tanımsız... Başım nasıl dönmez şimdi benim? Önüm sıra alıp gitmek varken bu kokuyu, arkamı dönüp de uzaklaşabilir miyim senden? Sana karışıp, kaybolmak, seninle bir olmak varken... Dudaklarımı yakıyor hasretinin buruk tadı...Ama o hasret ne de güzel acıtıyor biliyor musun...Ne de güzel sızlatıyor ince ince. Senin yarin; Sabır eyliyorsa böylesi bir özlemi, bil ki canından çok seviyor seni. Bil ki vaktini saatini bekliyor vuslatların en güzelinin... Uykuların en derininde kıpırdanıyordur şimdi dudakların, kim bilir hangi ben'li rüyanın en tatlı yerinde belli belirsiz mırıldanıyorsundur sevdiğini. Bense uykusuz bir gecenin koynunda dört harf seçmişim alfabeden, ismin diye döndürür dururum dilimde.İsmin, susuzluktan ölsem bile içmeye kıyamadığım bir damla su... Sana kavuşacağım ana dek geçecek tüm saatler, kollarında olacağım zamana takvim dokumuş bütün günler nasıl adınla başlıyorsa, içime çektiğim her nefes de adınla doluyor bedenime... Verir vermez nefesimi, hızla içime çekiyorum yine, ya kaybolursa ismin bu odanın içinde?! Ya ölürsem; hem de sırf bu yüzden?... Güneş, ilk ışıklarını nice alemlerin üzerine yaymak, nice karanlıkları aydınlatmak için nazlı nazlı süzülürken ufuktan gökyüzüne doğru, benim güzel gözlü meleğim de salacak bakışlarını dünyamın üzerine ki anlayayım gecemin güne kavuştuğunu... Yaşamımın en büyük müjdesi, en büyük aşkı, duy bu dediklerimi: Her ne geldiyse başıma seni bilene dek; bin beterine razı olurdum yine; ödülün yine "sen" olacağını bilsem. Ben talihsiz sanırken kendimi, meğerse ne büyük bir sınavdan geçiyormuşum! Meğerse diyetini en başından ödüyormuşum şimdiki mutluluğumun. Çok dua etmişim; bir o kadar da almışım demek ki, sevabım günahımdan çokmuş demek ki. Bilmem ki şimdi nasıl şükretmeli?... Hem içimdesin; hem dışımdayım. Hem bendesin, hem sendeyim... Ruh ikizim, eşim, aşk metalinden bir ferman yazıyor parmağımda; sen diye sevip okşadığım... Hani bir gece, gül yaprakları arasında bana sunduğun, taktığım gibi parmağıma kazınmış sevda mühürün... Hiç korkmayasın bensiz kalmaktan, hiç korkmayasın ellerimi tutmak isteyip de dokunamamaktan. Öyle bir yazgı ki bu; öyle bir "bir" olmak ki, bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmez, biri ikiye bölmeye kimse cesaret edemez. Şu ömür dedikleri rüyanın içinde sen bulmuşsun ya beni, daha ne isterim ki hayattan? Başka ne için yaşanabilir ki bundan sonra?Sadece senin için; sen diye, seninle... Senin gülüşün, sesin, nefesin, tenin olmadan tutunamam artık hayata, çünkü bana kendini tertemiz aşkından süzüp de getirdin sen; onca pisliğin arasında can çekişirken bu yorgun dünya... "İnsan" olan insan sevince, sevdası da "sevda" oluyormuş demek; görmemişim ki senden önce... Yalanları, yamalı hırsları, küçük hesapları, sinsiliği; sahte aşkları ile kuşatıp her önüne gelene lütufmuşcasına dağıtanlara ibret olsan keşke; yüreğinin saflığıyla, dürüstlüğünle... "Böylesi de varmış" dedirten yüreğinle, beni gerçek aşkın güzelliğine inandıran yüreğinle... Geçmişin tüm puslu izleri silindi gitti, dün de sensin bugün de. Yarın varsa, senin için var. Görür gibiyim gelecek günleri, bembeyaz; kollarında yaşlanıp giderken saçlarıma düşecek tel tel aklar gibi... Olmazı "ol" deyişi ile olur kılan yüce tanrım yüzünü bana senin yüzünde göstermiş demek ki... Bu yüzden biliyorum ki, ne geri dönüşü vardır bu yolun, ne de sonu... Tüm kelimeler, senin dünya üzerindeki varlığını bildiğim gün yeni baştan vücut buldular, gerçek anlamlarına o zaman kavuştular. İşte bu yüzden "sevgilimsin", işte bu yüzden "seni seviyorum"... İşte bu yüzden ruhumu tüm kötülüklerden koruyan bu aydınlığın diğer adı; "aşkın SEN hali"....

Güngör Sipahioğlu

Olur Ya Hani

olur ya hani..ansızın, sebepsiz yere, bi çağrışım dürter, birden suratın düşer, sırtın üşür, gemiler yanar, yangını çıkaran da körükleyen de belli değildir, 'tarifsiz kederler'e gark olursun, kendini seçemezsin, bırakıp gidemezsin de, dudağının yarısı gülümser, kalan yarısı bükülmüştür, bişey düğümlenmiştir bilincinde şuursuzca, çözülecek gibidir de hani, çözülmeyecek gibi de durur biraz düşününce, yavaş yavaş boynun da bükülür, cüssen de ağırlaşır, tüy düşse kafana dengen bozulacak gibidir, ciddiye alırsın......üşenirsin ya hani..sallarsın, aldırmazsın, kaale de almazsın, doluya koyamazsın, boşa kıyamazsın, öteki kendine kaçarsın, yok sayarsın, canın çekmez, tırsarsın, geyiğe sırnaşırsın, televizyona sığınırsın, yatağa yığılırsın, şarkılardan korkarsın, yağmura bakamazsın, aynalara nanik yaparsın, affedersin, sabredersin, kendini sokağa atarsın, tevekkül edersin, tanıyamazsın, inanamazsın, başından savarsın, yalan söylersin, kıvırırsın, maske takarsın, 'yok canım o kadar da değil' dersin, kandırırsın kendini, ikna olursun..... . durursun ya birden hani..hayır ikna olmamışsındır, durum vahimdir, kırmızı alarm vaktidir, ışıkları söndürürsün, karartma uygularsın bünyede, kazı hazırlıklarına başlarsın, kurt düşmüştür düşüncene, pembeler kurtlanmıştır, panik olursun, sağanak başlamıştır, fırtına emre amadedir, med-cezir dengelerini alt-üst etmiştir, yanlıştır, herşey aksi gidiyodur, haybeye gülüyosundur ağlanacak haline, geçmiş karşına dikilmiş kanırtıyodur, gelecek yarı yolda arıza yapmıştır, şimdiki zaman yiter gider.....yenilirsin ya hani..gidersin, gitmek istersin, daha uzağa gitmek istersin, en uzağa gitmek istersin, cehennemin dibine gidersin, kesmez, pes edersin, geri gelirsin, onurun eskir, büyürsün, ama cılızdır silahların, suçun sabittir, yanlış tenleri ayartmışsındır, gidecek yerin yoktur, gene de gitmek istersin, bi daha gitmek istersin, en çok gitmeyi istersin, daha çok gitmeyi istersin, gerçekten istersin, gidersin de, bu defa temelli gidersin, kimse görmez gittiğini, unutursun kimsenin görmediğini, hiç acıtmaz.....yazarsın ya hani..ıssız su kenarlarında bile kalabadır başın, dişi bir mağrurlukla onbin yerinden sürgün veren ukdeler bedenini yok eder, makyajın hala tazedir ağlayamazsın, renkler güneşi reddeder, mavi silinir, grinin en zalim tonlarına boyanır kırmızı, sarı, yeşil ve diğerleri de griye keser, soluksuz kalırsın renkler küsünce, dalı bol alı bol, yaprağı bol bir ağacın gövdesinde yok olmak istersin, ağaç da rengini düşürür sanki sonbaharmış gibi, başka ağaçlara gizlemek istersin sırrını, orman karşı kıyıdadır, objektifine sığmıyodur, kayığın küreklerini de yakmışsındır ısınmak için......dank eder ya hani..üşürsün birden!

Güngör Sipahioğlu